3 Ocak 2010 Pazar

karamazov kardeşler





...


"dilenciler dışarıda hiç görünmemeli, gazete aracılığıyla dilenmelidir. yakınlarımızı kurumsal olrak hatta bazen uzaktan sevebiliriz, ama yakından hemen hemen hiç bir zaman sevemeyiz. her şey sahnedeki gibi olsa, dilenciler balelerdeki gibi ipek paçavralarıyla, yırtık danteller içinde dans ederek dilenseler, eh, o zaman zevkle seyredilebilirdi. seyredebilirdi, ama sevilemezdi."


"şiirler saçmadır, saçma... düşünün bir kere, dünyada kafiyeyle konuşan var mı? büyüklerimizin emriyle kafiyeyle konuşmaya başlasak bile kime ne söyleyebilirdik! şiir ciddii iş değildir marya kondratyevna."


"bizim çocuklar, sizinkiler değil, bizim, hor görülen, ama gene de soylu dilencilerin evlatları henüz dokuz yaşlarına bastıkları zaman bu dünyanın gerçeğine ererler. zenginler bunu mezara kadar başaramaz."


"bütün sınıfa tek başına karşı koymaya kalkışıyor, çocuklara sataşıyor; kalbi hırs, isyan dolu. korktum onun hesabına... bir gezintide, 'baba dünyanın en güçlü insanları zenginlerdir, değil mi' diye sordu. 'evet ilyuşa', dedim, 'onlardan güçlüsü yok.' 'baba, ben hem zengin, hem subay olacağım; hepsini kasıp kavuracağım. çar da bana ödüller verecek,' dedi 'o zaman kimse bir şey yapamaz bize...' biraz sustuktan sonra, gene dudakları titreyerek, 'ne kötü bir şehir bu baba!' diye ekledi"


"...ama çocukların ne ilgisi var bununla, lütfen söyler misiniz bunu bana? onların hayatta acı tatmak, ıstırap çekmek pahasına ahenk satın almalarına ne gerek var? neden onlar da malzemeye girip, kimbilir kimin uğruna yarınki ahengin zeminini gübreleyebiliyorlar? insanlar arasındaki günah ve ceza konusundaki dayanışmayı anlıyorum, ama çocuklara uygulanamaz bu."


"sorarım size, yüksek düşünceler kimde doğar? bir köşeye çekilmiş bir zenginde mi, yoksa kendini her türlü maddiyattan, alışkanlık zincirinden kurtarmış bir insanda mı?"

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder