15 Mayıs 2012 Salı

Gizli Ajans





" 'Buyrun. Masanız burası.Sanat yönetmeniniz de tam karşınızda oturuyor....' 
İşte o zaman benimkine yapışık tam karşımda bir çalışma masası daha bulunduğunu fark ettim. Ve o masada duran dev, ayaklı bilgisayar monitörünün üstünde dikilen menekşe rengi gözleri.'Sizi en yakın çalışma arkadaşınızla tanıştırayım: Sanem Hanım.'
Sanem Hanım. Sanem. Evlen benimle Sanem. Kadınım ol benim. Yaşadığım tüm acıları, yaptığım bütün kötülükleri, pişmanlıklarımı, hatalarımı akla. Başına çiçekten taçlar yapayım, sana şiirler yazayım, seni her gece masallarla uyutayım. Bazı akşamları DVD'de film seyredelim seninle. Birlikte hüzünlenelim, birlikte gülelim. Sanat galerilerini gezelim. Sen benden daha çok anla modern sanatı. Gördüğümüz eserlerin ne anlama geldiğini açıkla bana, ben başımı sallayayım. Ah ben ne aptalmışım! Nasıl olup da varlığından kuşkuya düşmüşüm? Oysa hayat denen bu yaranın seni bulmak dışında ne anlamı olabilirdi ki? Bak şimdi her şey ne kadar da açık görünüyor oysa. İlk görüşte aşka inanırsın değil mi Sanem? Ben de başka türlüsüne inanmam zaten. Biliyor musun Sanem, ben seni hep severim. Her gün daha çok severim. Bak mesela pencerenin önüne bir kuş konar ben seni severim, bir tren yolculuğunda pencereden dışarı bakarken derme çatma bir ev gözüme çarpar ben seni severim, başıma kuş sıçar ben yine seni severim... Anlıyor musun beni?"



" Mevsimlerden yazdı ve tercüme-i halime ne söylesem azdı. Biliyorum gidecekti. Kim bilir, belki bir bekleyeni vardı? Lakin gözlerinden anlıyordum o da benim gibi yalnızdı. Dışarıdan bakınca halleri pervasız, ruhu uçarıydı. Sevdiyse de çok, korkarım bana pek inanmazdı. İşte bu konuda çok haksızdı. Varsın olsun; başka kim gözlerinde umudu ve acıyı aynı anda böyle güzel taşırdı? Tanrı'nın kaderime yazdığı işte bu kızdı.

Biliyordum ki bir sözüm vardı, ne ki sözcüklerden umudum kalmamıştı. O zaman oraya sadece onu bulmaya değil, ecelle buluşmaya geldiğimi anlayıverdim. Ben ki Acılar Denizi'nden geçmiş, Sabır Yolu'nu aşmış, Sevda Tepesi'ne tırmanmıştım. Geriye gidebileceğim tek bir yer kalmıştı. Ellerini tutan ellerim usulca gevşedi. Gözlerimi kapatıp kendimi Aşk Uçurumu'ndan aşağı bıraktım.

En güzel söz, tam zamanda söylenmeyen değil midir?"


...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder